16 Eylül 2008 Salı

ZAYIF BEBEĞİMİZ


NAZOGASTRİK SONDA İLE BESLENME GÜNLERİMİZ
Bu konudaki tecrübelerimi yazmayı çok istedim. Çünkü bununla ilgili nette akedemik bilgiler dışında bir bilgi bulamadım. Bir annenin tecrübeleri daha faydalı olur diye düşündüm.
Burundan mideye kadar uzanan ince bir hortum takıldı çocuğumuza . Nekadar o hali kötü olsa da çocuğumuz bir şekilde besinsiz kalmayacak diye huzurluyduk. Bir bebeğin günlük alması gereken süt miktarı bebeğin kilosu X 150 ml diye söylendi. Ayrıca bir seferde midesinin alacağı miktar ise (kilosunun ilk iki rakamı X 2 ) + max 30 şeklinde formulüze edildi . Yani Şan'ın kilosunu 5 kg olarak kabul edersek 5 X 150 = 750 ml süt, günlük alması gereken max miktar. Bir seferde içebileceği süt miktarı ise 5000 gr olarak kilosunu kabul edince (50 X 2) + max 30 = 130 ml idi . Ama tabi bu normal biberonla beslenen çocuk için geçerli. Nazogastrik sonda ile beslenme sıklığı benim tecrübelerime göre sık aralıklarla ve az miktarlarla olması gerektiği. Biz 3 saatte bir 120 ml ile başladık. Hala süt allerjisi şüphesi olduğu için pepti junior ve daha sonra da neocate isimli mamaları kullandık. Anne sütünü ise artık sağmaktan helak olduğum için yavaş yavaş bıraktım . Neyse bu mamaların sindirimi diğer mamalara göre daha kolay. Tabi anne sütü gibi değil tabi. Anne sütünü kestiğim anda çocuğum az aralıklarla kaka yapmaya başladı.
İlk nazogastrik sonda ile beslediğimiz seansta biraz hızlı bastık galiba oğlumuz feci şekilde kustu. Daha sonraları 120 ml 15 dk da vermeye başladık. Gece de o uykudayken eşimle nöbetleşe yavaş yavaş veriyorduk. Fakat en büyük sorunumuz reflü oldu !!!. Midesine giren hortum mide kapakçığının tam kapanmasını engellediği için mideden yemek borusuna kaçaklar oluyordu. Bu da oğlumuzu korkunç rahatsız ediyordu. Yemek borusuna kaçan mide sıvısı yemek borusunda yanma yapıyordu ve onu ordan atabilmek için deli gibi ağlayıp sonunda kriz şeklinde kusup rahatlıyordu. Hemen hemen her gece saat 4 sularında uykusundan ağlayarak uyanıp kusuyordu. Ama kilo alımı süperdi. Günde 30 gr alıyordu. Eve internetten ikinci el bir tartı almıştık. Günde 5 kere tartıyordum:)) Bu reflü krizinden kurtulmak için başını yükselterek ve yüzüstü uyutmaya başladım ve çok faydasını gördüm. Ama daha sonra sanırım yemek borusunda tahriş olduğu için 1oo ml yi biraz geçince beslemeden yarım saat sonra kusma oluyordu. Tabi bu dönemlerde kilo alması azaldı. Baktım böyle olmayacak bu sefer 2 saatte bir 80 şeklinde beslemeye başladım. Zırt pırt beslenme yapmanın dışında çok rahat ettik. Tabi kilomuz 5600 lere geldiğimiz için süt miktarımızda o oranla artıyordu. Hoş bizim kilo alımı için her zaman bu kilodaki çocuk için belirlenen miktarlardan daha fazlasına ihtiyaç oldu. Bu arada doktorumuz ne kadar ülkenin en iyi doktorlarından da olsa biraz ailemizin isteği ile birazda belki bizim doktorun göremediği bir şeyi görür , bir ilaç verir pat diye çocuk beslenmeye başlar umuduyla İstanbul'da bir takım doktorlara götürdüler. Tabi gene çocuk gastrologları idi. Biri manyak çıktı. Çocuğumun özürlü olduğunu ima etti. Ve sanki ben durumun farkında değilmişim gibi "çocuğun %3 lük dilimde farkında mısınız ? "dedi. Ayrıca gastrostomi adında mideye açılan bir delikten direkt beslenme şeklini önerdi. Falan filan. Ne umutla gittiğimiz bu doktordan mutsuz çıkmıştık. Hala iki laf edip adama kızmadığımız için pişmanız. Sonra çok tatlı bir çocuk gastroloğuna gittik . O bizim kendi doktorumuzun çok yakın arkadaşı çıktı. O da bir takım şeyler önerdi , doktorumuzu arayıp ona da bu önerileri bildireceğini söyledi. Fakat o da gastrostomiyi önerdi. Neyse en azından daha normal bir görüşme idi. Ve İzmir 'e döndüğümüzde doktorumuz gastrostomi için kilosunun çok az oluğunu, istersek yapacağını ama sonra pişman olmamamz konusunda uyardı. Yani bize bıraktı seçimi. Tabi doktorumuz böyle derken bunu istemek çok gözükaralık geldi ve istemedik. Bu arada bizi bir çocuk nöroloğuna gönderdi . "herhengi birşeyi olduğunu sanmıyorum ama içiniz rahat etsin onu da eliyelim" dedi. Çok pozitif bir çocuk nöroloğuna gittik. Şan' ı evirdi çevirdi ve gayet normal oluğunu söyledi. Ama bu nazogastrik tüpten artık kurtulmamızı söyledi. Düşün taşın 10 gün sonra ya bismillah deyip çıkardık. Ve nazogastrik li günlerimiz kazasız belasız, enfeksiyonsuz, ödemsiz sona erdi.

Nazogastrik sonda ile beslenmede önemli noktaları aşağıda sıralamak istedim
1- Burundan başlayarak yanak ve oradan kulak önüne gelen hortumun açıkta kalan bölümünün tespiti bandajlarla yapılıyor. Fakat doktorlar bunu daha çok premetüre bebeklere taktığı için büyük bebeklere göre bandajlamıyorlar. Bunları bebeğinizin el becerilerine göre iyice sabitlemek gerek. Burnunu kaşırken istemedende olsa parmağı takıp çıkarabiliyorlar.
2- Eğer sonda yerinden oynarsa tekrar içeri itmek çok tehlikeli. Çünkü yanlışlıkla nefes borusuna gidebilir. Tabi bizim çocuğumuz için 4-5 cm çıkıp girmesinin önemi olmadığını söylemişlerdi. Bazen bizim çocuğumuzun sondası 4-5 cm çıksa bile ittiriverdik. Yani tabi bu bizim aldığımız bir risk.
3- Takılan sondalar tip tip . Bazısı uzun süre kullanıma uygun bazısını 3-4 günde değiştirmek gerektiriyor. Ama sık değiştirmek yemek borusunu tahriş edebiliyor.
4- Sondanın takılması hastane ortamında ve mutlaka bir çocuk doktoru tarafından yapılması gerekiyor.


BESLENMEYİ REDDETME
Bu fotoğraf çekildiğinde , iki günlük zorlama bir tatil için Çeşme deyiz. Fakat Şan beslenmeyi iyice reddetmeye başladı. Nerdeyse 4 ayını doldurdu ama hala 4750 kilomuz. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Çok üzülüyoruz. Ne kadar emdiğini bilmek için sütümü sağıp biberonla verme salaklığına giriştik ama biberonda daha çok zorlanıyor. Beni emerken çok hava yutup tıkanıyor ama biberonla daha fazla acı çekiyor. Hayır, ama biz ısrar ediyoruz biberonla emmesini. Neden? çünkü emmesine güvenmiyoruz:((( Keşkeleri hayatımızdan atmak lazım ama ne büyük aptallıkmış. Çocuğu kendi seyrine bırakmadık , zorladık durduk. ( Bu yazıyı sonradan eklediğim için böyle hissediyorum tabi. O zamanlar en doğruyu yaptığımızı zannediyorduk.) Sonunda da olan oldu önce beni emmeyi iyice bıraktı ki elbiselerin üzerinden göğsüme dönen bir çocuktu. Hala bunu söylerken içim sızlıyor. Neyse sonra artık bir haftasonu biberonu da bıraktı ve doktorumuzu aradık. Artık nazogastrik tüp takmamız gerektiğini söyledik. Ve salı günü hastaneye gidip burnumuzdan midemize kadar uzanan bir hortum taktılar. O halinin fotoların koymak istemiyorum bloga , sinirlerim bozuluyo hatırladıkça.


ÇİTOZ OĞLUMUZ