14 Nisan 2008 Pazartesi

9. AYIM


DOĞUMA GİDİŞİM
Artık yolda görenler şaşırıyorlar. Karnım kocaman oldu. Bedenim karnıma göre çok zayıf kaldı.Bu ayın başında bebişim artık içerde aniden yer değiştiriyor ve dışarıdan bariz belli oluyordu ama doğuma yaklaştıkça içeride yer kalmadığı için poposunu çevirmek dışında pek birşey yapamadı sanırım. 
36.haftanın sonunda kemalpaşa'ya arkadaşlarla pikniğe gittik. Çok iyi vakit geçirdik. Yukardaki fotoğrafta ondan bir hafta önce urla'daki pikniğimizden. Kemalpaşa'dan dönüşte arabada birden pelvis bölgemde bir basınç ve sızı hissettim sanki bebek o bölgeyi başıyla zorluyordu. Daha sonra öğrendimki çok ayakta kalmaktan rahim ağzıma baskı oluşmuş.
37. haftada pelvis ( çatı )  muayenesinde doktor çatımın musait olduğunu ama normalda max 1 cm olması gereken rahim ağzı açıklığımın 3 cm olduğunu söyledi . Bu erken doğum yapmama daha doğrusu zamanından önce suyumun gelmesine neden olabilirmiş. Bebeğim daha 2500 gr dı yani çok erkendi doğması için. Aslında bir yandan endişelendim ama bebeğimin beni çok bekletmeyeceğini düşündükçe sevindim. Çatı muayenesinden sonraki gün hafif kanamam ve halsizliğim oldu, doktor buna normal dedi. 1 hafta evde yattım ve ondan sonra sıkıntıdan patladım tekrar ayaklandım. Artık her hafta nts ye giriyordum. Bebeğimin kalp atışları, nekadar sıklıkla hareket ettiği ve benim rahim kasılmalarım değerlendirildi. İlk nts de doktor hafif sancılarımın olduğunu söyledi. Tuhaftı, benim hissetmediğim sancıları makina nasıl hissederki? Erken doğurma ihtimaline göre ailemi çağırmıştım. Artık hep beraber bir bekleyiş başlamıştı. Herkez gözümün içine bakıyordu acaba bir hareket var mı diye. Ben de durmadan sancılarımı dinler olmuştum. Acaba bu doğum sancısı mı değil mi çocuk hareket etti mi.... Devamlı internete girip doğum sancısının neye benzediğini anlamaya çalışıyordum, normal doğum yapan arkadaşlarımı devamlı taciz ediyordum:)))  Fena halde bir baskı vardı üzerimde. Şimdi düşünüyorumda ne aptalmışım. Hamileliğimin son günlerini huzur içinde dinlenerek geçirmektense endişe ve anlamsız bir sabirsızlıkla geçirmiştim. Tabi 37. haftada söz konusu olan erken doğum ihtimali beni bu hale sokmuştu. Her gün dışarı  çıkıyordum hava güzeldi yorulana kadar geziyordum. Bu arada deli gibi su içiyordum.